Siyah inci o gün çok huzursuzdu. Bir şeyler değişecekti. Bunu hissediyordu. Erken gelen kış gibi. Yapraklarını döken bir ağaç gibi. Havada öyle bir ağırlık vardı ki. Bir şey yerinden kopacaktı mutlaka. Yerinde duramıyor, toynaklarıyla toprağı dövüp kişniyor şaha kalkıp önündeki çitleri aşmak istiyordu.
Az ötede minik tay annesine sokulmuş onun gözyaşlarına bakıyordu. Babası, yani siyah inci çitlerin içinde dört dönüyor, onların yanına gelmek istiyordu. Annesine sormuştu, annesi birileri gelecek demişti. Bizi alacak. Baban burda kalacak. Niye babası burada kalcak da onlar gidecekti, anlamamıştı. Sen koşacaksın demişti annesi. Rüzgârı bile geçeceksin. Babam gibi mi demişti. Daha da hızlı demişti annesi. Seyislerden duymuş. Atların koştuğu bir yer varmış. Oraya gideceklermiş. Beni yetiştireceklermiş. Eskiden babam da koşmuş orada. Oraya götüreceklermiş bizi. Ama annesi niye ağlıyormuş. Bilmiyormuş. Babası neden öfkeliymiş. Annesi düşmüş uf mu olmuş. Niye ağlamış böyle çok. Diğer hayvanlar niye susuyormuş.
Babam nasılsa gelir diye düşünmüş minik tay. Babasının koştuğu yerleri göreceği için gizli bir sevinç duymuş. Onun gibi olacakmış o da. Ama babasının gözlerini görmüş sonra. Ateş gibi yanıyormuş. Öfkeyle inip kalkan burun deliklerini güzel şeylerle yan yana getirememiş ve bunun iyi bir şey olmadığını anlamaya başlamış. Yani oraya gitmenin.
O arabaya bindirildiklerinde minik tay içinde bir acı hissetti. Onu arabaya yalnız başına koydukları an... ayrılığın herşeyi geçen ve rüzgârı bile geride bırakan bir şey olduğunu anladı. Evinden uzaklaştıkça, düşmeden uf olan annesini anladı. Annesini onunla götürmemişlerdi. Sonra çok güneşler batmış, çok güneşler doğmuştu ama babası gelememişti. Babasının gözlerinde yanan şeyi anladı. Çok mu uzaktaydı onlardan. Koştu.. koştu.. koşmak neyse artık. Başka atlarla değil, ayrılıkla yarışıyordu. Bütün yarışlarda birinci geldi. Kimse bilmedi ki o hep evine ulaşmak için koşuyordu. Annesine... babasına... İnsanların, o ulaşamadıkça niye böyle sevindiklerini hiç anlamadı.
Bülent Ata
hayvanlar
pencere
ANA SAYFA